Kilye ile yolculuğumuz tarihi ile mağrur Gelibolu yarımadasına…
Güneş ve karayelin sert dansıyla olgunlaşan sebze, meyve ve zeytinlerin yetiştiği topraklarda, Trakya'ya el vermiş Kuzey Ege'deyiz. Reçine kokulu çam ormanlarıyla bezeli yamaçlardan Saros sahillerine bakıyoruz. Havada iyot kokusu var. Kuzey Ege ikliminin hüküm sürdüğü tarlaların, bağların ve zeytinliklerin ortasındayız. Doğa ahengini koruyor. Her bir Kilye ürünü ile geçmişin kapılarını aralayalım, doğallığı doyasıya yaşayalım ve bugünün tadına varalım diye.
Kilye adını, tarihimizde derin izler bırakan Çanakkale Savaşı'na sessizce tanıklık etmiş tarihi Gelibolu yarımadasındaki bir ovadan alır.
Kilye serüveni, Pınar ve Selim Zafer Ellialtı'nın bağcılığa başladıkları yıllarda, yöredeki köylü kadınların kendileri için geleneksel olarak hazılrladıkları yiyecekleri; domates konserveleri, özel salamura zeytinler, taş baskı zeytinyağları, pekmezler, tahinler ve reçelleri sadece kendileri ve çocukları için yetecek miktarda üretmeleri ile başlar. Dostları ve yakın çevreleri ile paylaştıkları bu ürünler büyük beğeni toplar ve talep artar. Hal böyle olunca üretimlerini arttırarak daha büyük bir kesimle paylaşmayı düşünürek Kilye markasını oluştururlar. Önceleri daha küçük bir ölçekte başladıkları üretimleri, daha profesyonel bir çizgiye oturur ve Kilye Doğal Ürünler işleme tesisi kurulur. Tesis 2010 yılında, Gelibolu Tarihi Yarımadası'nda bol güneşli ve rüzgarlı tarlalara, meyve bahçelerine ve asırlık zeytin ağaçlarına ev sahipliği yapan Eceabat’ta hayata geçer. Günümüzde, Kilye'yi oluşturan vazgeçilmez unsurlar markanın manifestosu olur.
"Doğal, mevsiminde, katkısız ve yöresel"
Tarihi milli park sınırları içerisinde yer alan, çam ormanları ile çevrili, Kabatepe'den Kuzey Ege sahillerine bakan yamaçlardaki bu verimli topraklarda eski zamanlardan beri bağcılık ve zeytincilik yapılır; tarımsal ürünler yetiştirilir. Bu bereketli topraklarda yöreye özgü; mevsiminde yetişmiş, organik veya iyi tarım uygulamaları sertifikalı tarlalardan toplanan mahsuller Kilye doğal üretim tesislerinde özenle işlenir ve keyifli sofralara uzanır. Kilye doğal ürünleri; Taş Baskı Sızma Zeytinyağlar, Sofralık Zeytin Çeşitleri, Zeytin Ezmesi, soyulmuş ve doğranmuş seçenekleri ile Domates Konservesi, Domates Salçası, Közbiber, Biber Salçası, Pekmez, Tahin ve yazın toplanmış meyvelerden Reçel, Marmelat çeşitleri ve atalık yerli buğdaydan Un çeşitleri olarak sıralanır.
ZEYTİN-ZEYTİNYAĞI/ Kilye zeytin işleme bölümünde, zeytinin kendine has nefasetini, koku ve lezzetini kaybetmeden tıpkı geçmiş zamanlardaki enfes rayihalı zeytinyağına dönüşmesi sağlanıyor. Geleneksel yöntemlerden granit taş baskı sistemi ile has sızma zeytinyağı elde ediliyor. Taş baskı sızma zeytinyağı elde etme sisteminin her aşamasında zeytinin asitlenmesini önleyici özel ekipman ve yöntemlere başvuruluyor, öğütme ve sıkımda hava ile teması minimumda tutuluyor. Bu sayede elde edilen sızma zeytinyağının asitlik değeri 0'a en yakın değere geliyor. Sızma zeytinyağları için kabul edilen bu değer Oleic Acid cinsinden maximum %0,08'dir. Özellikle 'Çiğ Sızma Yağ' olarak adlandırılan, taş baskı sonrasi kendiliğinden sızan zeytinyağının kepçeler ile toplanması ile elde edilen sızma zeytinyağı Kilye'nin en gurur duyarak üretttiği ve lezzet tutkunlarının vazgeçemediği ürünler arasındadır.
UN/ Kilye, 2006 yılından beri yürüttüğü “yerli tohumu koruma ve çoğaltma” projesi ile yok olmaya yüz tutmuş atalık yerli buğday tohumlarını Eceabat’ta bulunan aile bağları Bozokbağ'da çoğaltarak yeterli üretim miktarı elde ediyor. Genetiği değiştirilmemiş, 14 kromozomlu DNA’ya sahip Akkunduz, Karakılçık, Sarı Buğday ve Yerli Çavdar tohumları hasat sonrasında taş değirmende öğütülerek un haline getiriliyor. Kilye organik buğday unu serisi, tüm Kilye ürünlerinde olduğu gibi doğallık, mevsimsellik, katkısızlık ve yöresellik unsurları gözetilerek üretiliyor.
Günümüzde yüksek verim amaçlı genetiği değiştirilerek kromozom sayısı artırılmış hibrit (melez) buğday tohumları yaygın olarak kullanılıyor, ancak vücudun tolere edebileceği glutenden fazlasını içerdiğinden insan sağlığını her geçen gün daha da olumsuz etkiliyor.
Geleneksel yerli buğdaydan üretilen un çeşitlerinden her birinin ayrı bir özelliği bulunur. Akkunduz, isminin aksine esmer un veren bir buğday çeşidi. Halk arasında Akbaşak olarak da anılıyor. Zengin ve tok tutan yapısından ötürü daha çok ekmek yapımında kullanılıyor. Sarı Buğday ise sarıya çalan renkte, iri taneli ve uzun boylu. Yörede keşkek ve bulgur yapımında kullanıldığından hafif beslenme için ideal. Karakılçık, nesli tükenmek üzere olanların başında. İsmini başağında bulunan siyah kılçıklardan alıyor, unu ise beyaza yakın. Günümüz buğdaylarına göre besin değeri karşılaştırılmayacak kadar yüksek. Yerli çavdar ise yüzde %100 atalık saf çavdar tohumundan elde ediliyor. Vitamin ve protein açısından oldukça yüksek.
Mahsullerin işlenmesinde katkı ve kimyasal kullanımından özellikle kaçınılarak, doğallıklarının korunması sağlanıyor. Ambalajlamada cam malzeme tercih ediliyor. Kilye Doğal Ürünleri üretim aşamasında çevre köylerden çalışmaya gelen her yaştaki kadının emeği ve bilgisine başvuruluyor, yöreye özgü geleneklere sahip çıkılıyor. Ürünleri oluştururken geçmiş zamanlardaki çeşitlilik, yapılışlarındaki sadelik, basitlik özellikle gözönüne alınıyor.
Doğal içerikleri ve raf ömrü uzatıcı kimyasallar kullanılmadığı için tüm Kilye ürünleri açıldıktan sonra "Pazardan taze alınan sebze ve meyvelerin dolaplarımızda bekleyebileceği süre kadar" dayanabiliyor.
Kilye Doğal Ürünlerinin tüm çeşitlerini shop.kilye.com.tr adresli e-dükkanda bulmak mümkün.Ayrıca tüm Suvla-Kilye Konsept Mağazalarında bulunabiliyor. Mağazalar: İstanbul'da; Perpa Ticaret Merkezi, Kanyon (Kat P1, Biletix yanı, Macrocenter alt katı), Emaar Square Mall (Turkish Village) ve Cihangir'de; Eceabat'ta, Ankara'da Nenehatun caddesinde ve Bodrum Marina'da konumlanıyor. Ayrıca Fenerbahçe Park Şarküteri'de Kilye çeşitlerini bulmak mümkün.
DOĞAL VE GELENEKSEL YEREL LEZZETİN YENİ ADRESİ :
KİLYE LOKANTA
Suvla’nın doğal ürünler markası olarak uzun zamandır evlerimize konuk olan Kilye, Emaar Square ‘in restoran terasından sonra yeni mekanı Kanyon terasta geleneksel Türk mutfağını lokanta ve meyhane konseptiyle buluşturuyor.
Eceabat’taki geleneksel aile bağları, zeytinlikler ve meyve-sebze bahçelerin bulunduğu Bozokbağ’da tamamen katkısız ve organik olarak yetişen Kilye Doğal ürünleri ile hazırlanan menüde tencere yemeklerinden mezelere, kahvaltıdan, ızgaralara, tavalara hatta genetiği değiştirilmemiş buğday unlarından üretilen pide ve lahmacuna kadar geniş bir seçki bulmak mümkün. Kilye Lokanta’nın menüsünde kendi mevsiminde toplanarak geleneksel yöntemlerle üretilen yemek ve mezelere tamamen yerli markalar eşlik ediyor.
Öğle yemeklerinde şefin her güne özel hazırladığı özel tabaklarSuvla eşleştirmeleriyle sunuluyor. Akşamlar ise eski zamanlardaki lokanta ortamlarını aratmıyor.
Kilye Lokanta’da her ay 2 kere düzenlenen canlı müzikli Meyhane Akşamlarında o akşama özel mezeler, pideler ana yemekler ile Suvla eşleşmeleri ile etkinlikler düzenleniyor. Ayrıca özel konuklar ile konulu sohbet yemekleri yapılıyor.
Kahvaltım bağdan
Eceabat’taki tek bağ tek bahçe usulüyle aile bağından üretilen iyi tarım ve organik sertifikalı ve en önemlisi- iyi tarım, non pesticides ürünler ile hazırlanan kahvaltılarda; organik atalık yerli buğday unlarından mini pideler balon ekmekler, Trakya’dan, Ezine’den getirilen özel yerli peynirler, tereyağı, güncel rekolte taş baskı naturel Kilye sızma zeytinyağı, kostiksiz salamura zeytinler, Çanakkale -sadece yaz domatesinden- ve Kapya biberinden cevizle hazırlanan acuka, şekeri kararında marmelatlar, reçeller, aile bağının komşusu arıcı amcadan doğal bal ve yerli susamdan organik tahin ve şeker ilavesiz pekmez, yaz hasatından sıkılan Kilye üzüm suyu bulunuyor.
KİLYE LOKANTA *yeni adresinde*
Kanyon Teras, Sinemalar Asansörü, Kat:R
Levent, İstanbul
(Kanyon Suvla karşısı)
info@kilyelokanta.com
#kilyelokanta